New York Yeme İçme Rehberi

Ne, nerede yenir öğrenmek için sanırım daha uzun süre New York’da kalmak gerekiyor. Biraz bloglardan biraz da trip advisor tavsiyeleriyle bir yerlere gittik. Çok çok şahane şeyler yedik diyemem. Bir Paris değil.

Amerikan dizilerinin bize öğrettiği bagel New Yorkerlarn sevdiği kahvaltı çeşidi. Bizim açmayı düşünün ama daha yağsızı. Bu arada daha iyisini Paris Bagelstein’de yemiştim.  http://www.bagelstein.com/ 
Onlarca çeşit krem peynir arasından seçim yapıp daha sonar arasına konulmasını istediklerinizi söylüyorsunuz devasa sandviç oluyor. Biz iki tane söyleyip sadece bir tanesini yiyebilince diğerini homeless bir arkadaşa verdik.


Başka bir gün klasik Amerikan kahvaltısı yapmak için La Bonbeniere isimli bir yere gittik. Pancake, french toast, çeşitli omletler yiyebileceğiniz nakit çalışan bir kahvaltı mekanı. Salaş, lezzetli tavsiye olunur. Burada kahvaltı yaptıktan sonra Carrie Bradshaw’ın evininin de buralarda olduğunu görünce kendimizi tatlı New York sokaklarında bulduk. Sex and the City uygulamasını telefonunuza indirirseniz Carrie nerede ne yemiş, nerden alışveriş yapmış hepsini görebiliyorsunuz. Bu bölgenin adı olan Greenwich Village’da oldukça sevimli evler, şirin mağazalar ve restoranlar var. İlla Manhattan’da oturacaksın derse birileri burada oturabilirim J Meşhur Washington Square Arch’da burada.


New York’da franchaise olmayan yerler bulmak zor. Otelimize çok yakın Trip Advisor sayesinde bulduğum http://www.penelopenyc.com/  lezzetli kahvaltı yapabileceğiniz çok popüler bir mekan. Amerika restoranlarına göre ufak rezervasyon almıyor ama kapısınıda isminizi verince sıranız gelince size sms atıyorlar. Biz de bir 15-20 dk bekledikten sonra oturabildik. Yediklerimizden, içtiklerimizden memnun kaldık.
Burger Joint New York’da iki şubesi olan bir hamburgerci. http://www.burgerjointny.com/ Devasa burger değil gayet mantıklı boyutta lezzetli bir hamburger yemek isterseniz buraya uğrayabilirsiniz.

Anladığım kadarıyla Amerika bütün dünyayı şişmanlattıktan sonra zayıflamaya karar vermiş. O yüzden her yerde yemeklerin kalorisi yazıyor. Daha çok şehir dışında rastlayacağınız Cheesecake Factory’de bir dilim cheesecake yemenin size 1500 kaloriye mal olacağını görünce bir duruyor insan. Sonra bir daha mı geleceğim diyerek en azında paylaşalım diyorsunuz. Arabayla New York’a gelirken durulan yol kenarı gördüğümüz yerlerdeki obez insan profili New York’a gelince azalıyor Herkes yürüyor, koşuyor, sağlıklı besleniyor ve buzlu kahve içiyor. Sokak yemeği satan adamda bile buzlu kahve bulabiliyorsunuz.

Otelimizin bir arkasında Anthony Bourdain’in Fransız restoranı olduğunu görünce bir akşam oraya gittik. http://leshalles.net/ Şık bir restoran, yemekler güzel ama bir Fransız restoranında olduğu gibi başlangıç da tatlı da yiyeyim demeyin ana yemek yeterli oluyor.

How I Met Your Mother barı olarak geçen McGees Pub’a da gittik, diziyi yazan adam bu pub dan esinlenmiş sadece. Dizideki barla ilgisi yok. Sadece Ted, Barney vs içecekleri var. Klasik bir Amerikan pub, içeride her daim maç var, beysbol, futbol. Pub yiyeceklerini seviyorsanız gayet başarılılar, bira konusunda çok bir beklentiniz olmasın. Belçika’dan sonra Amerikan biraları çok yavan kalıyor. http://mcgeespubny.com/

Kahve konusuna gelince her köşede Starbucks var onun dışında gitmeden de önce adını duyduğum Blue Bottle’a gittik. Hikayesini bilenler bilir. Güzel bir kahvesi var. Kahve sevenler uğrasın mutlaka.. http://www.bluebottlecoffee.com/ Bu tarz yeni espresso barlar daha çok kahveyi içip kalkmak için, eğer yoruldum uzun süre otururum, internet vs kullanırım diyorsanız Starbucks doğru tercih.

Brooklyn’e çok zaman ayıramadık ama sevdik. Şirin cafeler, butik tasarım mağazaları var, Brooklyn Bridge’den yürüyüp geçip zaman geçirebilecek birçok yer görebiliyorsunuz. Hemen köprünün altında olan http://www.onegirlcookies.com/ kurabiye, pasta yiyebileceğiniz bir cafe. Kahveleri de güzeldi. Cafe açmak isteyenler için One Girl Cookies ve Penelope’nin konseptlerini incelemelerini tavsiye ederim.



Okyanusa girmek istediğim için en yakın metroyla gidebileceğimiz Brighton Beach’e ayırdık bir günümüzü. Biraz güneşlendikten sonra da Coney Island’a yürüdük. Lunapark ve yemek yiyebileceğiniz yerler var. Bunlardan en meşhuru da Nathan’s Famous. Hatta ertesi gün sosisli yeme yarışması da varmış. Bir günle kaçırdık. http://www.nathansfamous.com/

New York’da yemek yerken işinizi çok şansa bırakmayın, iyi bir şeyler yemek yiyorsanız biraz araştırmalısınız. 




Yorumlar

Popüler Yayınlar