Amsterdam-Özgürlükler Şehri
Her konuda kısıtlamalar yaşadığımız bir ülkeden sonsuz özgür bir şehre gidince allak bullak hissettiğimi itiraf etmek istiyorum. "Ay canım bunlar da suyunu çıkarmış, bu kadar da olur mu", cümlelerim havada uçtu. Bu yaşam tarzının turistleri çok fazla çekiyor olması ülke için avantaj ama, açıkçası Hollanda vatandaşlarının düşüncelerini merak ettim. Amsterdam, kanalları, mimarisiyle çok güzel bir şehir. Bütün şehir su ve kanallardan oluşmasına rağmen bütün evler, binalar daha dün yapılmış gibi çok yeni ve bakımlı görünüyor.
İki farklı otelde kaldık ikisinden de çok memnun kaldık. http://www.thebridgehotel.nl/nl/
https://www.booking.com/hotel/nl/b-b-1657.en-gb.html?sid=af1864a24ea81eaaa23f9f4b933a5315;dcid=2
5 gün kalacağımız için yakında olan şehirlere günü birlik trenle gideriz diye düşündük ama çok soğuk ve yağmurlu olduğu için açıkçası sadece Volendam'a cesaret edebildik. Volendam, Edam gibi şehirlere tren gitmediği için tren istasyonundan kalkan otobüslere binebiliyorsunuz. Kişi başı 10 euro ödeyip 6-7 şehire giden bu otobüsü aynı biletle bütün gün kullanabiliyorsunuz.
Amsterdam'da raylı sistem çok gelişmiş olsa da bütün gezilecek yerleri yürüyerek ya da bisikletle gezebilirsiniz. Amsterdam'da bisiklet Hindistan'daki inekle nerdeyse eşdeğer. Bisiklet, yayadan, arabalardan her şeyden önce geliyor. İstanbul'a döndükten sonra da bir kaç gün ordan burdan bisiklet geliyor mu endişesiyle yürüdüm sokaklarda.
Belçika ve Hollanda orijinli biraları içebileceğiniz çok güzel publar bulabilirsiniz ara sokaklarda. Yemek konusunda her ülke mutfağını bulabileceğiniz ancak diğer ülkelere nazaran dikkat çeken fazlasıyla Arjantin Steakhouse restoranlarının bulunması. Tesadüfen girdiğimiz bir tanesinden gayet memnun kaldık. Cep telefonu uygulamaları üzerinden yaptığımız araştırmalar sonucu hangi restorana gideceğimizi şaşırmış olsak da, eskisi gibi içgüdüye uyarak gitmenin de iyi bir şecenek olduğunu hatırladık.
Şehrin Jordaan bölgesi sanat galerileri, şirin tasarım dükkanları, cafeleriyle daha sempatik bir yer. Bir gününüzü mutlaka buraya ayırmalısınız.
Belçika'da nasıl çikolatacılar kuyumcu gibiyse burda da peynirler şaşalı dükkanlarda satılıyor.
Peynir, çiçek pazarından değişik çiçek soğanları en güzel hediyelikler.
Volendam, adeta bir film platosu gibi sokak aralarında gezerken evlerin içine bakmaya çalışıp gerçekten burda insanlar yaşıyor mu demek geliyor içinizden. Deniz kenarı olduğu için fish&chips, kalamar yiyebileceğiniz restoranlar var.
İki farklı otelde kaldık ikisinden de çok memnun kaldık. http://www.thebridgehotel.nl/nl/
https://www.booking.com/hotel/nl/b-b-1657.en-gb.html?sid=af1864a24ea81eaaa23f9f4b933a5315;dcid=2
5 gün kalacağımız için yakında olan şehirlere günü birlik trenle gideriz diye düşündük ama çok soğuk ve yağmurlu olduğu için açıkçası sadece Volendam'a cesaret edebildik. Volendam, Edam gibi şehirlere tren gitmediği için tren istasyonundan kalkan otobüslere binebiliyorsunuz. Kişi başı 10 euro ödeyip 6-7 şehire giden bu otobüsü aynı biletle bütün gün kullanabiliyorsunuz.
Amsterdam'da raylı sistem çok gelişmiş olsa da bütün gezilecek yerleri yürüyerek ya da bisikletle gezebilirsiniz. Amsterdam'da bisiklet Hindistan'daki inekle nerdeyse eşdeğer. Bisiklet, yayadan, arabalardan her şeyden önce geliyor. İstanbul'a döndükten sonra da bir kaç gün ordan burdan bisiklet geliyor mu endişesiyle yürüdüm sokaklarda.
Belçika ve Hollanda orijinli biraları içebileceğiniz çok güzel publar bulabilirsiniz ara sokaklarda. Yemek konusunda her ülke mutfağını bulabileceğiniz ancak diğer ülkelere nazaran dikkat çeken fazlasıyla Arjantin Steakhouse restoranlarının bulunması. Tesadüfen girdiğimiz bir tanesinden gayet memnun kaldık. Cep telefonu uygulamaları üzerinden yaptığımız araştırmalar sonucu hangi restorana gideceğimizi şaşırmış olsak da, eskisi gibi içgüdüye uyarak gitmenin de iyi bir şecenek olduğunu hatırladık.
Şehrin Jordaan bölgesi sanat galerileri, şirin tasarım dükkanları, cafeleriyle daha sempatik bir yer. Bir gününüzü mutlaka buraya ayırmalısınız.
Belçika'da nasıl çikolatacılar kuyumcu gibiyse burda da peynirler şaşalı dükkanlarda satılıyor.
Peynir, çiçek pazarından değişik çiçek soğanları en güzel hediyelikler.
Volendam, adeta bir film platosu gibi sokak aralarında gezerken evlerin içine bakmaya çalışıp gerçekten burda insanlar yaşıyor mu demek geliyor içinizden. Deniz kenarı olduğu için fish&chips, kalamar yiyebileceğiniz restoranlar var.
Amsterdam çok renkli, diğer Avrupa kentlerinden çok farklı, eğlenceli bir şehir, hayranı olmasam da mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder