Barcelona Barcelona
Barselona'yı görme isteğim Woody Allen'ın Vicky, Christina, Barcelona filmini izledikten sonra daha da depreşmişti. Filmlerle beni etkilemek çok kolay. Amerikan filmleri yüzünden ülkenin en ücra kasabalarını bile merak ediyorum.
Geçen yıl Madrid ve Toledo'yu görme imkanım olmuştu ve çok sevmiştim. Bu sene de bir iş fırsatı ile Barselona'ya gitme durumu olunca 2-3 günlük de olsa gitmek istedim.
Havaalanından şehir merkezine gelmek hem tren hem de otobüslerle çok kolay. Biz Sants istasyonun olduğu bölgede konakladık. Yürünecek bir şehir ama her şeyi görmeliyim yürümek de çok istemiyorum derseniz metrosu oldukça kapsamlı. Her yere metroyu kullanarak gidebilirsiniz. Genelde bir yere gitmeden önce ben geniş kapsamlı bir çalışma yaparım ama bu seyahat kısa sürede çıktığı için hazırlık yapamadım. O yüzden blog sayesinde tanıştığım ve seyahat bilgisine güvendiğim Arzu'ya (http://seyahatofisi.blogspot.com/ ) danıştım. Bilmem gerekenleri sade bir şekilde o kadar güzel yazmıştı ki başka bir bilgiye ihtiyacım olmadı.
La Rambla Caddesi upuzun bir cadde oradan yürüyüp marinaya ulaşıyorsunuz.Caddenin batı kısmında Barri Gotic bölgesi var. Sanat atölyeleri, ufak şirin dükkanlar, cafeler, ülkemizden de bildiğimiz mağazalar ve aralarda karşınıza çıkacak olan Barselona Katedrali. Önünde 40-50 tane çocuk yere yatmış katedralin resmini yapmaya çalışıyorlardı. Bu görüntü çok hoşuma gitti, hatta çizdiklerine de baktım, başarılıydı..
Daha pahalı mağazaların olduğu Eixample caddesi var. Hani diyorsanız nerede bu Louis Vitton, Burberry mağazaları diye hah işte burada.
Gaudi'nin şehrin her yerinde imzası var. En önemlisi de La Sagrada Familia, İçine girmek için online bilet almakta fayda var, uzun bir kuyruk oluyor çünkü. 15-16 euro sanırım. Bu kilise yapılmaya başlandığında "etrafındaki insanlar, çok yavaş ilerliyor, bitmeyecek diyorlarmış, Gaudi de, benim müşterim Tanrı, O'nun da hiç acelesi yok hep burada" diye cevap veriyormuş. Şu anda hala yapım aşamasında.
Parc Güell de Gaudi'nin eserlerinden biri. İçinde şimdi müze haline getirilmiş evi var. Parkın içine girmek Ekim 2013'den itibaren paralı olmuş. Sanırım o da 15 euro civarında.
Teleferik veya fünikülerle çıkılan Mont Juic tepesi'ne teleferik bakımda olduğu için çıkmadık.
Toplam 2 günün olunca ne yapacağını şaşırıyorsun, şehrin şöyle bir kabasını aldım diyebilirim ancak.
Deniz ürünlerini seviyorsanız bol bol adını bile bilmediğiniz balıkları, kabuklu deniz canlılarını yiyebileceğiniz bir ülke. Tapas kültürünü anlamak gerekiyor. Açıkçası bana 2 gün yetmedi benim bir şehri anlamam için en az 1 haftaya ihtiyacım var.
Ulaşım kolay, sokaklar kalabalık, insanlar heyecanlı, yemekler güzel, şaraplar lezzetli, tarihi var, yazın olsa denize de girebiliyorsunuz e daha ne isteyelim.
Geçen yıl Madrid ve Toledo'yu görme imkanım olmuştu ve çok sevmiştim. Bu sene de bir iş fırsatı ile Barselona'ya gitme durumu olunca 2-3 günlük de olsa gitmek istedim.
Havaalanından şehir merkezine gelmek hem tren hem de otobüslerle çok kolay. Biz Sants istasyonun olduğu bölgede konakladık. Yürünecek bir şehir ama her şeyi görmeliyim yürümek de çok istemiyorum derseniz metrosu oldukça kapsamlı. Her yere metroyu kullanarak gidebilirsiniz. Genelde bir yere gitmeden önce ben geniş kapsamlı bir çalışma yaparım ama bu seyahat kısa sürede çıktığı için hazırlık yapamadım. O yüzden blog sayesinde tanıştığım ve seyahat bilgisine güvendiğim Arzu'ya (http://seyahatofisi.blogspot.com/ ) danıştım. Bilmem gerekenleri sade bir şekilde o kadar güzel yazmıştı ki başka bir bilgiye ihtiyacım olmadı.
La Rambla Caddesi upuzun bir cadde oradan yürüyüp marinaya ulaşıyorsunuz.Caddenin batı kısmında Barri Gotic bölgesi var. Sanat atölyeleri, ufak şirin dükkanlar, cafeler, ülkemizden de bildiğimiz mağazalar ve aralarda karşınıza çıkacak olan Barselona Katedrali. Önünde 40-50 tane çocuk yere yatmış katedralin resmini yapmaya çalışıyorlardı. Bu görüntü çok hoşuma gitti, hatta çizdiklerine de baktım, başarılıydı..
Daha pahalı mağazaların olduğu Eixample caddesi var. Hani diyorsanız nerede bu Louis Vitton, Burberry mağazaları diye hah işte burada.
Gaudi'nin şehrin her yerinde imzası var. En önemlisi de La Sagrada Familia, İçine girmek için online bilet almakta fayda var, uzun bir kuyruk oluyor çünkü. 15-16 euro sanırım. Bu kilise yapılmaya başlandığında "etrafındaki insanlar, çok yavaş ilerliyor, bitmeyecek diyorlarmış, Gaudi de, benim müşterim Tanrı, O'nun da hiç acelesi yok hep burada" diye cevap veriyormuş. Şu anda hala yapım aşamasında.
Parc Güell de Gaudi'nin eserlerinden biri. İçinde şimdi müze haline getirilmiş evi var. Parkın içine girmek Ekim 2013'den itibaren paralı olmuş. Sanırım o da 15 euro civarında.
Toplam 2 günün olunca ne yapacağını şaşırıyorsun, şehrin şöyle bir kabasını aldım diyebilirim ancak.
Deniz ürünlerini seviyorsanız bol bol adını bile bilmediğiniz balıkları, kabuklu deniz canlılarını yiyebileceğiniz bir ülke. Tapas kültürünü anlamak gerekiyor. Açıkçası bana 2 gün yetmedi benim bir şehri anlamam için en az 1 haftaya ihtiyacım var.
Ulaşım kolay, sokaklar kalabalık, insanlar heyecanlı, yemekler güzel, şaraplar lezzetli, tarihi var, yazın olsa denize de girebiliyorsunuz e daha ne isteyelim.
çok güzel bir yazı ve resimler, bence sen barcelona'ya doymamışsınız. İnşallah yakında tekrar gidersiniz.
YanıtlaSilBilgilerin işe yaradığına sevindim. Bende sayende tekrar gezdim ve tekrar gitmek istedim...
YanıtlaSil