Yine Yeniden Bozcaada
Bozcaada'ya 4. gidişimiz olunca, yeni ne çıkabilir karşımıza, bildiğimiz restoranlar, aynı deniz dedik ama bu kez bizi yanılttı ada, gayet eğlenceli bir 5 gün geçirdik.. O yüzden daha önce Bozcaada ile ilgili yazı yazmama rağmen tekrar yazmak istedim.
"Ben çok kalabalık sevmiyorum, adanın tadını almak istiyorum" diyorsanız temmuz ağustos'ta adaya gitmemenizi öneririm. Bir önceki gidişimizde o kadar kalabalıktı ki adadan mutsuz ve kaçarak ayrılmıştık. Hatta uzun bir süre gelmeyiz diye düşünüyorduk. Bu sene uzuun bir Amerika tatili yapınca deniz tatiline çok az zamanımız kaldı. Herkes, bayramda, sonrasında, öncesinde tatilini yapmıştır diye düşündüğümüz için seçim sabahı oyumuzu verip yola çıktık. Aslında sabah 4-5 gibi yola çıkmak çok ideal, öğlen feribotuna yetişmiş oluyorsunuz. Biz akşam üstü deniz faslına yetiştik anca..
Adalı Konuk Evi'nde kaldık.. Terasının müthiş bir kale ve deniz manzarası var. Kahvaltısı var, odaları temiz güzel.
Denize girmek için, tesis olan (şezlong ve şemsiye, yemek yenecek yerler, duş vs) için Ayazma Plajı ve Mitos Plajı var..Ayazma'da yemek yiyebileceğiniz 4-5 restoran var. Bunların en ünlüsü "Koreli". Lezzetli yemekler yiyebiliyorsunuz. Mitos, özel bir işletmeye ait. Ayazma'da şezlong şemsiye başına 5 lira öderken burada 10 lira ödüyorsunuz. Bunun dışında ben para vermem şemsiyem de sandalyem de var gerekirse kumda yatarım diyorsanız, Bozcaada bir cennet.. Biz bu sene akıl ettik, şemsiye götürdük. Siz adaya girdiğinizde otel broşürleri vs veriyorlar, o kağıtları atmayın arkasında kabaca da olsa bir Bozcaada haritası oluyor. Arabayla gezip nerelerde denize girebileceğinizi görebiliyorsunuz. Sulubahçe, Ayana, Akvaryum gibi denize girip, güneşlenebileceğiniz upuzun kumsallar var. Bir yerde takılıp kalmayın, hepsini gezin derim..Deniz her yerde güzel.
Bozcaada'nın tarihini az çok biliyordum. Sokakları gezerken daha önce nasıl farkına varmamışız dediğimiz Bozcaada Yerel Tarih Müzesi'ni gördük. Giriş 5 lira. http://bozcaadamuzesi.net/ Hakan Gürüney tamamen kendi uğraşarak açmış müzeyi. 130 yıllık bir bina, eski halinin maketi içeride var. Adanın geçmişi, köklü aileleri, savaş yılları dahil bir çok bilgi var Benim en çok dikkatimi çeken savaştayken, Fransız askerlerin ailelerine yazdığı kartpostallar oldu.. İçerideki eşyaların bir kısmını adalılar, müzeye armağan etmiş, bir kısmı da yurt dışında müzayedelerden satın alınmış.
Mutlaka ziyaret edin. Kişisel imkanlarla oluşturulmuş çok özel bir müze..
Ada diğer zamanlara nazaran daha sakin de olsa belli başlı restoranlar için rezervasyon gerekli. Biz ilk tercihimizi daha önce de gittiğimiz Sandal Restoran'dan yana kullandık. http://www.sandalbozcaada.com/ Meze, ara sıcak, balık konusunda bence adadaki bir numaralı restoran. Eğer iki günlüğüne gitmişseniz bir gecenizi buraya ayırın derim. Mezeler taze, çeşitli ve orjinal.
Asıl anlatmak istediğim yeri sona sakladım http://www.mayabozcaada.com/ Birkaç kere ismini gördüm, Bozcaada'ya gidersek ıskalamayalım gidelim diye de not aldım.
Kendine ait bağ evinde ufacık belki 10 masalı bir restoran yapmış, Selçuk Aykan.. Mutlaka rezervasyon yaptırıyorsunuz. Yolda giderken bir tabelası bile yok. Bir şekilde bulup giriyorsunuz. Daha önce gitmediyseniz konsept anlatılıyor. İstediğiniz kadar şarap içme, et yeme hakkınız var. Kırmızı şarap hemen masanıza geliyor, kendisinin yaptığı rahat içimli bir sofra şarabı. Yine orada yapılmış peynirlerden oluşan bir peynir tabağı. Sonra minik minik bir sürü meze geliyor. Anlatılırken gözümüz korkuyor ama o kadar ideal boyutlarda geliyor ki hem etinizi hem de tatlınızı tıka basa doymadan yiyebiliyorsunuz. Şef, herkesle sohbet ediyor, et siparişlerini alıyor, ideallerinden bahsediyor. "Rakı ya da deniz ürünü isteyen buraya gelmesin, prensip olarak balık yasağı varken balık servis etmek içimden gelmiyor, sezon açılsın deniz ürünlü mezeler, balıkları yapıyorum o zaman" diyor. Kendini pazarlamak, satmak için uğraşmıyor onu anlayabilecek insanlar gelsin istiyor.
Ben de zamanında cafe işlettiğim için onu o kadar iyi anlıyorum ki. Özenli, sevgiyle, yemek pişiren idealist insanları görünce daha da umutlu oluyorum.. Güzel bir akşam yemeği yemek, sohbet etmek, üzüm bağının önünde ayışığıyla çakırkeyf olmak istiyorsanız. Maya'ya mutlaka yolunuz düşsün.
"Ben çok kalabalık sevmiyorum, adanın tadını almak istiyorum" diyorsanız temmuz ağustos'ta adaya gitmemenizi öneririm. Bir önceki gidişimizde o kadar kalabalıktı ki adadan mutsuz ve kaçarak ayrılmıştık. Hatta uzun bir süre gelmeyiz diye düşünüyorduk. Bu sene uzuun bir Amerika tatili yapınca deniz tatiline çok az zamanımız kaldı. Herkes, bayramda, sonrasında, öncesinde tatilini yapmıştır diye düşündüğümüz için seçim sabahı oyumuzu verip yola çıktık. Aslında sabah 4-5 gibi yola çıkmak çok ideal, öğlen feribotuna yetişmiş oluyorsunuz. Biz akşam üstü deniz faslına yetiştik anca..
Adalı Konuk Evi'nde kaldık.. Terasının müthiş bir kale ve deniz manzarası var. Kahvaltısı var, odaları temiz güzel.
Denize girmek için, tesis olan (şezlong ve şemsiye, yemek yenecek yerler, duş vs) için Ayazma Plajı ve Mitos Plajı var..Ayazma'da yemek yiyebileceğiniz 4-5 restoran var. Bunların en ünlüsü "Koreli". Lezzetli yemekler yiyebiliyorsunuz. Mitos, özel bir işletmeye ait. Ayazma'da şezlong şemsiye başına 5 lira öderken burada 10 lira ödüyorsunuz. Bunun dışında ben para vermem şemsiyem de sandalyem de var gerekirse kumda yatarım diyorsanız, Bozcaada bir cennet.. Biz bu sene akıl ettik, şemsiye götürdük. Siz adaya girdiğinizde otel broşürleri vs veriyorlar, o kağıtları atmayın arkasında kabaca da olsa bir Bozcaada haritası oluyor. Arabayla gezip nerelerde denize girebileceğinizi görebiliyorsunuz. Sulubahçe, Ayana, Akvaryum gibi denize girip, güneşlenebileceğiniz upuzun kumsallar var. Bir yerde takılıp kalmayın, hepsini gezin derim..Deniz her yerde güzel.
Bozcaada'nın tarihini az çok biliyordum. Sokakları gezerken daha önce nasıl farkına varmamışız dediğimiz Bozcaada Yerel Tarih Müzesi'ni gördük. Giriş 5 lira. http://bozcaadamuzesi.net/ Hakan Gürüney tamamen kendi uğraşarak açmış müzeyi. 130 yıllık bir bina, eski halinin maketi içeride var. Adanın geçmişi, köklü aileleri, savaş yılları dahil bir çok bilgi var Benim en çok dikkatimi çeken savaştayken, Fransız askerlerin ailelerine yazdığı kartpostallar oldu.. İçerideki eşyaların bir kısmını adalılar, müzeye armağan etmiş, bir kısmı da yurt dışında müzayedelerden satın alınmış.
Mutlaka ziyaret edin. Kişisel imkanlarla oluşturulmuş çok özel bir müze..
Ada diğer zamanlara nazaran daha sakin de olsa belli başlı restoranlar için rezervasyon gerekli. Biz ilk tercihimizi daha önce de gittiğimiz Sandal Restoran'dan yana kullandık. http://www.sandalbozcaada.com/ Meze, ara sıcak, balık konusunda bence adadaki bir numaralı restoran. Eğer iki günlüğüne gitmişseniz bir gecenizi buraya ayırın derim. Mezeler taze, çeşitli ve orjinal.
Asıl anlatmak istediğim yeri sona sakladım http://www.mayabozcaada.com/ Birkaç kere ismini gördüm, Bozcaada'ya gidersek ıskalamayalım gidelim diye de not aldım.
Kendine ait bağ evinde ufacık belki 10 masalı bir restoran yapmış, Selçuk Aykan.. Mutlaka rezervasyon yaptırıyorsunuz. Yolda giderken bir tabelası bile yok. Bir şekilde bulup giriyorsunuz. Daha önce gitmediyseniz konsept anlatılıyor. İstediğiniz kadar şarap içme, et yeme hakkınız var. Kırmızı şarap hemen masanıza geliyor, kendisinin yaptığı rahat içimli bir sofra şarabı. Yine orada yapılmış peynirlerden oluşan bir peynir tabağı. Sonra minik minik bir sürü meze geliyor. Anlatılırken gözümüz korkuyor ama o kadar ideal boyutlarda geliyor ki hem etinizi hem de tatlınızı tıka basa doymadan yiyebiliyorsunuz. Şef, herkesle sohbet ediyor, et siparişlerini alıyor, ideallerinden bahsediyor. "Rakı ya da deniz ürünü isteyen buraya gelmesin, prensip olarak balık yasağı varken balık servis etmek içimden gelmiyor, sezon açılsın deniz ürünlü mezeler, balıkları yapıyorum o zaman" diyor. Kendini pazarlamak, satmak için uğraşmıyor onu anlayabilecek insanlar gelsin istiyor.
Ben de zamanında cafe işlettiğim için onu o kadar iyi anlıyorum ki. Özenli, sevgiyle, yemek pişiren idealist insanları görünce daha da umutlu oluyorum.. Güzel bir akşam yemeği yemek, sohbet etmek, üzüm bağının önünde ayışığıyla çakırkeyf olmak istiyorsanız. Maya'ya mutlaka yolunuz düşsün.
Yorumlar
Yorum Gönder