Yeni Romantik Şehrim, Budapeşte

Nedense bir  Fransa, İspanya, İtalya kadar çok merak etmediğim bir yerdi Macaristan. Hatta Viyana ve Prag da buna dahil diyebilirim. Yaş ilerledikçe, dünyayı gezdikçe, ilgi alanlarımız değiştikçe görmek istediğimiz yerler de değişiyor. Bir 10 yıl önce Eiffel Kulesi'ni görmek isterken şimdi kendimi Machu Picchu'nun basamaklarını çıkarken hayal ediyorum. Budapeşte de tarihinden dolayı az çok bildiğim ama onun dışında hakkında pek bir şey bilmediğim bir şehirdi. Açıkçası giderken bu kadar beğeneceğimi düşünmüyordum. Karşıma kültür düzeyi yüksek, temiz, tarihi korunmuş, yeşili ve doğası olduğu gibi kalmış, çok güzel bir Avrupa kenti çıktı.





Tuna nehrinin üzerinde muhteşem köprülerin birleştirdiği Buda ve Peşte'den oluşan Budapeşte'yi yürüyerek çok rahat gezebilirsiniz. Hava durumu İstanbul'a çok yakın. Özellikle sonbaharın güzel renkleriyle daha da güzelleşmişti şehir. Biz Peşte tarafında http://caratboutiquehotel.hu/  de,  bölge olarak çok merkezi, güzel cafeler ve mağazaların olduğu bir yerde kaldık. Daha uygun fiyata otel bulunabilir çünkü Budapeşte'nin en güzel yanı kendi para birimlerini kullanmaları ve bu sayede fiyatların bizimle hemen hemen aynı ayarda olması. Diğer Avrupa şehirlerine göre ucuz bir şehir Budapeşte. Hatta döndüğümüzde Budapeşte'de mi yaşasak diye de düşünmedik değil.


Otelinizden aldığınız haritayla klasik görmeniz gereken,  Zincir Köprüsü, Parlamento binası, Margaret Adası, Matthias Kilisesi, Fisherman's Bastion, St. Stephen's Basilica, Heroes' Square gibi yerleri hava da güzelse, yürüyerek gezebiliyorsunuz. 
Gece hayatı çok renkli. Budapeşte denince akla avlu barlar geliyormuş, bunu gidene kadar bilmiyordum. Sokak aralarında gezerken her mahallede mutlaka bir tane avlu bara rastlıyorsunuz. Bunların en ünlüsü Szimpla Kert, http://www.szimpla.hu/ pazar günleri organik pazar olan bu "ruin pub" da geceleri çok farklı ortamlarla karşılaşabiliyorsunuz. Instant, Anker'1 gibi her gece farklı bir yere gitmeye çalıştık ama gündüz programlarının yorucu geçmesiyle geceye çok enerjimiz kalmıyordu. Sadece bu pub kültürü için bile gidilebilir Budapeşte'ye. http://ruinpubs.com/


Yemekleri biraz baharatlı, karışık en meşhuru Gulaş çorbası hemen hemen bütün restoranlarda var. Tek başına gayet doyurucu bir yemek. Kendi yemekleri dışında bütün Avrupa şehirlerinde olduğu gibi çok farklı mutfakların olduğu restoranlar var. Hungarikum Bistro, http://hungarikumbisztro.hu/ tam anlamıyla bir Macaristan restoranı. Biraz turistik o yüzden rezervasyon yaptırmalısınız. Çalışanları çok sevecen, yemekler lezzetli. Bu arada Budapeşte'de genel olarak porsiyonlar çok büyük, menünün arkasında " %70 ödeme yaparak, yemeğinizi yarım porsiyon alabilirsiniz" ibaresini koymalarının mantıklı olduğunu sonradan anladık. Siz böyle yapabilirsiniz. 


Yaklaşık 2 saatte çok medeni, temiz, ucuz bir Avrupa şehrine ulaşabiliyor olma fikri açıkçası bizim hoşumuza gitti. Nehir ve köprüler sayesinde çok romantik de bir şehir, Geceleri de çılgınlar gibi eğlenme şansınız var. Kaplıca, hamam olaylarına giremedik  4 günde. Bir daha ki sefer, gündüz hamam, gece ruin pub şeklinde takılacağımızı düşünüyorum.


Yorumlar

Popüler Yayınlar